0 542 260 77 69

Sosyal Medyada Biz}

YUSUF ŞAHİN

1999 veya 2000 senesiydi.
Mayıs ayı olması lazım. Ali eniştemle köydeki bahçeye gitmiştik.(Teyzemin eşi olduğu için enişte diye hitap ediyordum)

O, bilindiği gibi, hayvanları, bitkileri çok severdi. Bahçede arı kovanları vardı. Arıların olması beni hep tedirgin ettiğinden biraz çekinerek gittim. Hocam kovanlara hiçbir koruyucu kıyafet giymeden yaklaşıyordu. Ben tabi geride durup onu izledim bir süre. Sonra yaklaşmaya başladım.
Hocam bana arılar hakkında bazı bilgiler verirken eline bir tane arı kondu. Arıların bir yere konduğunda (çiçek veya su yoksa) fazla durmayıp uçtuğunu biliyorum. Fakat bu arı, bir dakikaya yakın elinde uçmadan gezindi durdu. Bu sırada Hocam, onunla tıpkı bir insanla konuşuyormuş gibi konuşuyordu. Arı da elinde bir o tarafa bir bu tarafa gidip sanki ona cevap veriyor gibiydi. Daha sonra ben de Hocamın yanına oturup arıyı daha yakından incelemeye başladım. Ben yaklaşınca arı uçuverdi.
Bu olay benim arı korkumu yenmemi sağladığını zannediyorum.
Asıl demek istediğim; O gün izlemlerimden sonra Hocamın doğadaki hayvanlara ve bitkilere farklı bir gözle baktığını hissettim.
Elma ağaçlarına, yerde açmış bir çiçeğe bakarken sanki karşısındaki bir insanmış gibi baktığını o gün gördüm.
Bu benim sonraki yıllarda kendi adıma
örnek aldığım ve kendi hayatıma ölçü saydığım güzel bir davranış örneği oldu.

YUSUF ŞAHİN

02 Aralık 2020
556 kez görüntülendi

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZIN


× Whatsapp İletişim